Geleneksel Matematik Öğretimi!
İlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kademelerindeki geleneksel matematik öğretiminde, matematik; günlük ihtiyaçlardan uzak, soyut ilke ve prensipleri olan, ayrı ayrı öğrenilmesi zorunlu denklem ve formüllerden oluşan bir uğraş alanı olarak görülmektedir.
Öğrenciye bu şekilde sunulan matematik öğrenci için soğuk, sevimsiz, ezberlenerek öğrenilmesi gereken bir derse dönüşmektedir.
Sonuç olarak öğrenciler
matematiği her yerde kullanabilecekleri bir araç olarak değil de matematik
sınavları için öğrenilmesi gereken bir ders olarak görmektedirler.
Oysa, matematik öğretiminin
amacı öğrenciye matematiksel düşünme ve matematiği bir iletişim aracı olarak
kullanma becerilerini kazandırmak olmalıdır.
Matematik amaç mı yoksa araç
mıdır? Peki okullarımızdaki matematik dersleri amaç olarak mı, araç olarak mı
okutuluyor? Öğrencilerimiz neden matematiği sevemiyor? Doğaya, bilim ve
teknolojiye yani hayata dokunamayan bir ders ne kadar benimsenebilir ve sevilebilir?
Öğrencilerimiz hep şunu sormazlar mı: “iyi de ben bunu nerede kullanacağım? Bu
bilgiler hayatımda ne işime yarayacak ki?”. Sizce de bu arayışlar, bu hayata
dokunma isteği haklı ve gerçekçi değil mi?
Hemen itirazlar
yükseltilebilir. “Matematik her yerde vardır! Biz öğrencilerin düşünmelerini
sağlıyoruz, zihin egzersizi yaptırıyoruz. … vb.” Evet matematik çok gereklidir!
Çok önemli bir şartla: “Bir işi yapmak, bir ürün elde etmek, ya da bir gerçek hayat
problemini çözmek için”. Kabul edelim lise (hatta üniversite) bittiğinde matematiği
bilen! ama elinden hiçbir iş gelmeyen milyonlarca genç
yetiştiriyoruz…Çocuklarımıza olta yapmayı öğretiyoruz ama balıktan, denizden,
sandaldan, iklimden yani balıkçılıktan uzak tutuyoruz!
Çözümü: Matematik derslerindeki
gerçek hayata değmeyen kısımları en aza indirgemek, müfredatı gerçek hayatla
buluşturacak yöntem ve teknikleri geliştirmek, derste bu yöntem ve teknikler
kullanarak uygulamalar geliştirmektir.
Günümüz dünyası, bireylerden
üretici olmasını beklemektedir. Bireylerin üretkenliklerini ortaya koyabilmesi
için ise, sorgulayan, düşünen ve yaratıcı olmalarını teşvik edici yeni ve
farklı programların uygulanmasına ihtiyaç vardır.
Günümüzde pek çok ülkenin
eğitim sisteminde öğrencilerin; üreten, ekonomik ve sosyal gelişmelere katkı
sağlayan, 21. yüzyıl becerilerine sahip bireyler olarak yetiştirilmesi
hedeflenmektedir. Çağın gereklilikleri ve teknolojideki gelişmelerle birlikte
düşünen, sorgulayan, araştıran ve buluş yapabilen öğrencilere olan ihtiyaç gün
geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle günümüzde öğrencilerin Fen bilimleri,
Teknoloji, Mühendislik ve Matematik derslerinde öğrendikleri bilgileri bir
bütünün parçaları olarak görmelerini sağlayan STEM (Fen, Teknoloji,
Mühendislik, Matematik) eğitimi dünyada birçok ülkenin öğretim programlarına
dâhil edilmektedir. STEM eğitimi; teorik bilginin uygulamaya, ürüne ve
yenilikçi buluşlara dönüştürülmesini amaçlamaktadır.
Bu proje, kendi iç dünyasında
devinen matematik dersini, diğer disiplinlere bağlamak için yöntem ve teknikler
sunacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder